DEVAM: 176-177.
Dördüncü Rek'atte(n Sonra) Teverrükden Söz edenler(in Delilleri)
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْمَلِكِ
بْنُ عَمْرٍو
أَخْبَرَنِي
فُلَيْحٌ
أَخْبَرَنِي
عَبَّاسُ
بْنُ سَهْلٍ
قَالَ
اجْتَمَعَ
أَبُو حُمَيْدٍ
وَأَبُو
أُسَيْدٍ
وَسَهْلُ
بْنُ سَعْدٍ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
مَسْلَمَةَ
فَذَكَرَ هَذَا
الْحَدِيثَ
وَلَمْ
يَذْكُرْ
الرَّفْعَ
إِذَا قَامَ
مِنْ
ثِنْتَيْنِ
وَلَا الْجُلُوسَ
قَالَ حَتَّى
فَرَغَ ثُمَّ
جَلَسَ فَافْتَرَشَ
رِجْلَهُ
الْيُسْرَى
وَأَقْبَلَ
بِصَدْرِ الْيُمْنَى
عَلَى
قِبْلَتِهِ
Abbâs b. Sehl'den
demiştir ki: Ebû Humeyd, Ebû Useyd, Sehl b. Sa'd ve Muhammed b. Seleme bir
araya geldiler.
(Râvî) bu (evvelki
(966.)) hadisi söyleyip iki rek'atten sonra kalktığı zaman elleri kaldırdığını
ve (ikinci) oturuşu anmadan, şöyle dedi: Resûlullah (rek'atleri) bitirdi ve sol
ayağını büküp, sağının ucunu kıbleye çevirerek oturdu.
AÇIKLAMA:
Bu bâbdaki bütün
hadisler, netice itibariyle Ebû Humeyd'e dayanmaktadır. Ancak sonradan gelen
râvîler, Ebû Humeyd'-in hadisini naklederken değişik ifadeler kullanmışlar ya
da bâzıları diğerlerinin temas ettikleri noktalara hiç değinmemişlerdir. Bu
ayrılıklara rağmen, aşağı-yukarı hepsi oturuşun teverrük üzere olacağında
müttefiktir. Zâten müellif bu hadisleri, oturuşta teverrükü savunanların
delilleri adı altında toplamıştır. Hanefîlerin, görüş ve delilleri 957
numaralı hadiste geçmiştir.